12 Aralık 2011 Pazartesi

Aşk Konuşur Bütün Dilleri


Silme pus
ve buzul

Besbelli üşüyorsun

Hiç susmuyor
penguenleri
bakışlarının

Ah bir dökülsen
çözülecek
sularımda düğümlerin

Duyarsın
derinlerde bir yerlerde
insanın insana bölünmesidir yanlızlık

İn artık iklimlerime

Aşksa o
hiç korkma
nasılsa konuşur
bütün dilleri

Tekin Gönenç


Nerde yitirsem
hep sende buluyorum
başlangıçlarımı

Sense
hiç bitmez gibi
bende oynuyorsun
tüm saklambaçlarını....

Tekin Gönenç

9 Aralık 2011 Cuma


Doğdu doğacak bir şiiri
nasıl da kundaklıyor
her gidişin

Aşkın bir yarısı
yiyip bitirirken öbür yarısını

Ah bir bilebilsem
neden hâlâ
tek senin yalnızın’ım ben.

Tekin Gönenç

11 Şubat 2011 Cuma


Gemilerin yanaşmayı unuttuğu ıssız bir limanda

Seni beklemekti aşk...

Yalnız, sessiz

Sensiz.

Sensizliğin koyu karanlığında,

Güvercin beyazında,

Kelebeğin kanat tozlarında,

Üşüyen şarkılarda,

Kedere bürünmekti bazen,

Geceden daha gece bir karanlıkta seni beklemekti...

Soğuk bir kış gününde duydum ayak seslerini...

Geldin.

Bildim,

Sendin. …

Sevgiydin sonsuz,

Güvendin, mutluluktun,

Samimiyettin.

Aşktın.

Sendin...

Hoşgeldin.

5 Şubat 2011 Cumartesi

İnsan kınadığı şeyi yaşamadan ölmez !!!


Dehşetle, ürpertiyle, nefretle ve büyük bir utançla izliyorum, seyrediyorum, okuyorum.

Defne’cik öldüğü günden beri nerdeyse bütün toplum arkasından konuşur oldu…

Gazetelere tam sayfa manşet oluyor.

Önemli köşe yazarlarından tutun da, mahallede dedikodu yapan kadınlara kadar...

Köşedeki bakkal, manav, herkes...

Ağzı olan ama erdemi olmayan herkes herkes konuşuyor !!!!

Midem bulanıyor…

Midemi bulandırıyorsunuz !!!

Yeterrrrrr !!!!!!!!

Hiç mi vicdanınız yok sizin ?

O artık yanımızda değil, kendini savunamıyor, konuşamıyor, derdini anlatamıyor, farkında mısınız ???

Zaten bundan istifa ediyorsunuz değil mi ??!!!

İşte siz busunuz !!!!!

…..

Neden öldü ?

Gecenin bir yarısı eğlence mekanında ne işi vardı ?

Uyuşturucu mu kullandı ?

Çok mu içki içmişti ?

Vücudunda darp izi var mıydı ?

Kerem Altan mı öldürdü onu ?

Gecenin o saatinde evli bir kadının, bekar bir adamın evinde ne işi vardı ?

Su testisi su yolunda kırılır !!

......

…..

…..

Ayıp !!!

Yeter !!!

Günah !!!

Artık lütfen kendinize gelin !!!!

Silkinin !!!

Kızcağızın 32 yıllık hayatından birkaç saatİ alıp, vurun kahpeye nidalarıyla yerin dibine sokuyorsunuz !!!

Bu mudur insanlık ??

Bu mudur Müslümanlık ??

Bu mudur ahlak ??

Bu mudur erdem ??

Bu hayasızca saldırıya son verin artık, yeterrrrr !!!

Biraz utanmanız, biraz edebiniz varsa son verin !!

<><><><>

Fatih Çekirge bugün köşe yazısında çok güzel bir yazı yazmış Defne’nin arkasından konuşanlar için.

Onun son paragrafı hislerime tercüman oldu.

“Ama siz artık Defne için istediğinizi söyleyebilirsiniz…

İstediğiniz çamuru atabilirsiniz.

Çünkü artık o başka bir mahkemenin önündedir.

ÇÜNKÜ ÖLÜM, MAHKEMELERİN EN BÜYÜĞÜNE AÇILAN KAPIDIR…

O kapıdan geçenlerin arkasından mahkeme kuran, kaçak karakol polislerine söylüyorum :

İNSANIN İSTEDİĞİ YERDE, İSTEDİĞİ GİBİ YAŞAMASINA İZİN VERMİYORSUNUZ, BIRAKIN DA İSTEDİĞİ GİBİ ÖLSÜN !!!”

<><><><>

Defne bir anneydi, hiç olmazsa 1,5 yaşındaki o bebeğine acıyın ve şunu düşünün, Can bebek büyüdüğü zaman sizin yalan yanlış düşüncelerinizi öğrenip, annesinden nefret edebilir !!!

Bir çocuğun, yalan yanlış asılsız bir dedikodu ile bütün yaşamını alt üst etmeye hakkınız var mı ???

Siz Kimsiniz ???

Nasıl bir vicdan bu ??

Benim de son bir sözüm var bu kaçak karakol polislerine :

İnsan kınadığı şeyi yaşamadan ölmez, bunu da unutmayın !!!